Yaşamak, kaliteli yaşamak, bilimsel çalışmalarda yer verilenden çok daha fazlasıdır bence. Rahmetli Hacıbabam, herkesin özünün biricik olduğunu söylerdi. Bu nedenle de yaşamını nasıl kurgulaması gerektiğini kendisinin bileceğini ama bunun için bilgelik gerektiğini söylerdi.
Günümüzde temel ihtiyaçlarımız hakkında 'hak' iddia edemiyoruz, bilmediğimizden. Mesela ben yaratıcılığın temel bir ihtiyacım olduğunu bilmiyordum. Sonra ihtiyaç nasıl karşılanmalı bunu da bilmiyoruz, çikolata yemek, sevdiğinin arkasından üzülmek 'yerine' yapılabilecek bir şey sanıyordum. 'Kendine ait bir hayat' nasıl olmalı sorusuna yanıtı bilmem, dergilerde, başkalarının hayatlarında veya saygı duyduğum kişilerin bakışlarında, kafalarında arıyordum. Bu nedenlerle yaşam kalitesi çalışmaları ve atölyeleri benim en çok eğlendiğim ve meraklandığım atölyelerden oluyor.
Temel ihtiyaçların her biri haktır ve doğru karşılanmazsa kişide olumsuz duygular yaratır. Hayattaki navigasyonumuzu da sırf bu nedenlerle yitiririz.
Temel ihtiyaçlarımız konusunda ne durumda olduğumuzu aslında anlamanın yolu duygulardan geçer. Toplumlarda yapılan çalışmalar çoğu erişkinin duygularını tanımlamakta güçlük çektiğini göstermiş. Acaba bizler duygularımızın ne kadar farkındayız?
Hayatı kaliteli ve kendine ait bir hale dönüştürmek bir yolculuktur. Bu yolculuk, ihtiyaçları ve karşılanma biçimlerini gözlemlemek ve duyguları anlamak ile başlar, bilgelik ve çaba ile devam eder.
Comentarios